Eğitimin İlk Adımı: Empati ve Farkındalık

Okullar, bilginin yanı sıra, çocukların birbirlerine karşı nasıl davranmaları gerektiğini öğrendikleri ve deneyimledikleri bir ortamdır. Ancak ne yazık ki, maddi durumlar arasındaki farklar, çocuklar arasında alay etme, dışlama ve hatta şiddet gibi istenmeyen davranışlara yol açabiliyor. Çocuklar, markalı giysilere ya da pahalı eşyalarına göre değil, birbirlerine olan saygılarıyla değer kazanmalıdır. Bu noktada, çocuklarımıza, arkadaşlarının her gün aynı ayakkabıyı giymesinin, eski bir kalem kutusu kullanmasının veya daha az gösterişli kıyafetler giymesinin asla dalga geçilecek bir durum olmadığını öğretmeliyiz. Aksine, bu durumlar toplumsal dayanışmayı ve anlayışı artıran, çocuklarımıza empati kazandıran önemli fırsatlardır. Ancak, bu tür farklılıkların çocuklar arasında bir güç göstergesi haline gelmesi, maddi durumu daha zayıf olan çocukları hedef haline getirebilir. Bu durum, çocuklar arasında duygusal yaralar açabilecek, hatta şiddete varan zorbalık vakalarına neden olabilir. Alay edilen bir çocuk, okulda kendini yalnız, dışlanmış ve değersiz hissedebilir. Bu yüzden, ebeveynler olarak çocuklarımıza bu konularda doğru rehberliği vermek, onlara empati ve saygı değerlerini kazandırmak, hem bireysel gelişimlerinde hem de toplumsal bütünlükte hayati önem taşır. Unutulmamalıdır ki, okul hayatı, çocukların sadece bilgi aldığı bir yer değil, aynı zamanda birbirlerine nasıl saygı göstermeleri gerektiğini öğrendikleri bir ortamdır. Bu nedenle, çocuklarımızın birbirlerine karşı nazik, hoşgörülü ve empatik bireyler olarak yetişmeleri, hem onların hem de toplumumuzun geleceği için en büyük yatırımdır.

İlknur Acar