DOLAR

40,2607$% 0.13

EURO

46,7252% 0.08

STERLİN

53,9495£% 0.21

GRAM ALTIN

4.319,39%0,53

ONS

3.335,86%0,37

BİST100

10.219,67%-0,06

a

Boşlukları Doldurmak İçin Kurulan İlişkiler

Serap Güvenin bu haftaki yeni köşe yazısı, "İnsan doğası gereği, yalnızlıktan kaçınan ve kendini bir bütüne ait hissetmek isteyen bir varlıktır. Ancak, bu arayışın her zaman saf sevgi ve romantizmle dolu olmadığını fark etmek önemlidir."

ad826x90

İnsan doğası gereği, yalnızlıktan kaçınan ve kendini bir bütüne ait hissetmek isteyen bir varlıktır. Ancak, bu arayışın her zaman saf sevgi ve romantizmle dolu olmadığını fark etmek önemlidir. Çoğu zaman, ilişkilerimizi bilinçdışı bir dürtüyle, çocukluğumuzdan kalan duygusal boşlukları doldurmak için kurarız. Bu boşluklar, sevilme, anlaşılma, değer görme veya aidiyet gibi temel ihtiyaçların karşılanamamış olmasından kaynaklanabilir.


Çocukluk, bir bireyin dünyayı algılayışını ve ilişkiler kurma biçimini derinden şekillendirir. Ebeveynlerimizle kurduğumuz bağlar, ilerideki romantik ilişkilerimizin birer prototipi gibidir. Eğer bir çocuk, ebeveynlerinden yeterli ilgiyi, sevgiyi veya takdiri göremezse, bu eksikliği yetişkinlikte partnerlerinde aramaya başlar. Bu durum, sevgiye duyulan doğal bir arayış gibi görünse de, aslında bir tür beklenti ve talep ilişkisidir.


Bu tür bir ilişki, genellikle gerçek sevginin temelleri olan karşılıklı saygı ve eşitlik üzerine kurulmaz. Partner, bir “kurtarıcı” veya “boşluk doldurucu” rolüne bürünür. Kişi, kendi içinde çözemediği sorunları, partnerinin varlığıyla aşmaya çalışır. Bu durum, ilişkinin dinamiğini bozar ve her iki taraf için de yorucu bir hale gelir. Bir taraf sürekli beklenti içinde olurken, diğer taraf bu beklentileri karşılamaya çalışmaktan yorulur. Bu, sağlıklı bir sevgi ilişkisinden çok, bir “ihtiyaç” ilişkisidir.


Gerçek sevgi, bir başkasının varlığıyla tamamlanmayı beklemek yerine, zaten bütün olan iki kişinin bir araya gelmesidir. Sağlıklı bir ilişkide partnerler, birbirlerinin varlığından mutluluk duyar, birbirlerinin büyümesini destekler ve ortak bir gelecek inşa ederler. Oysa boşluk doldurmaya dayalı ilişkilerde, bu denge bozulur. Birey, partnerini sevdiğinden çok, onun varlığına “ihtiyaç duyar.” Bu, sevginin kendisi değil, bir tür bağımlılıktır.


Peki bu döngüden nasıl kurtulabiliriz? İlk adım, kendi içimizdeki boşlukların farkına varmak ve bu boşlukların kökenine inmeye cesaret etmektir. Bir ilişkinin, kişisel gelişimimizin ve mutluluğumuzun tek kaynağı olmadığını anlamak önemlidir. Kendi kendimize yetebilmeyi, kendi iç huzurumuzu ve mutluluğumuzu bulabilmeyi öğrenmek, sağlıklı ilişkiler kurmanın anahtarıdır. Ancak bu şekilde, bir partner ararken amacımız bir boşluğu doldurmak değil, hayatımızı paylaşabileceğimiz ve birlikte daha iyi olabileceğimiz bir yol arkadaşı bulmak olacaktır.

ad826x90


Unutmamalıyız ki, bir ilişki, eksik parçalarımızı bir araya getirmek için kurulan bir yapboz değil, zaten var olan iki güzel resmin birleşerek daha büyük bir tablo oluşturmasıdır.

Sevgiler;
Serap GüveN
İnstegram : serapguven_n
Yotube : PsikologSerapGüveN
TikTok. : serapguven2

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Galatasaray – Gaziantepspordan çok üstün bir takım kimseye ihtiyacı yok

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.